Gözlerinden bir yudum nefes alıp alıp sana yazıyorum yine. Yürek
mürekkebiyle yazılmış onca karalamaya inat seni yaşıyorum satırlarımda.
Sen ve ben. İki ayrı kentin sabahında aynı güneşle uyanan iki sevdalı.
İmkansızlığın içinde yokluğun acı nefesinde "
aşkı " soluyan iki yürek.Suyla ateşin geceyle güneşin
birbirlerini sevmesi gibi imkansız olsa da aldırma. Yağmuru dilenen kuru
toprak gibi her sabah nefesini soluyorum ben. Güneşi bekleyen kuru
yaprak gibi akşam kızıllıgında seni bekliyorum
Biliyorum hicbir zaman kapımı çalmayacak ellerin hiçbir zaman ellerini
tuttugumda avuç içlerin terlemeyecek. Bırak bu dünya bize hasret borcu
olsun. Hasretlikler hep demir parmaklıkların ardında kalsın. Kavuşmasın
sırtlarımız birbirlerine. Değmesin dudaklarımız dudaklarımıza. Sevgi
bu değil mi ? Yokluğunda bile sevmeyi bilmek. Aşkı yücelten bu değil
midir ki ? Bak şehrime yağmur yüklü bulutlar konuk olduğunda ben seni
ararım her damlasında. Saçlarımı ıslatan bir yağmur damlası kadar
berraktır sevgin. Musluğu açıp avuç içlerime akan suyu delice içmek.
Çünkü içtiğim sendin. Kana kana yüreginin deryalarındaki nefesi içtim
her defasında.
Gözlerim bağlı halde karanlıkta merdiven inerken hep senin sevdana
yürür gibi emindim adımlarımdan. Başımı kaldırdığımda bulutlar kanat
açıp gözlerinin içinde sıcak iklimleri gördüm. Dokunduğum herşey de
ellerinin sıcaklığını aradım durdum. Oysa ellerini hiç tutmadım ki.
Baktığım her noktada gözlerinin derinliğindeki umudu sevdim. İnan
gözlerini hiç yakından görmedim ama hep seni yaşadım. Rüzgarın hep
senin saçlarına ılık meltem gibi dokunduğunu bildim. Görmeden sevmeyi dokunmadan hissetmeyi
öğrendim.
Sen gülümsediğinde gecekondu pencerelerinde cicekler açar. Her nefes
alışında gökyüzüne nice yıldızlar kanatlanır. Yağan yağmur kadar
bereketlidir gözlerin. Engin denizlerin içinde sakladığı berraklık
kadar yalındır bakışların. Ve saçların rüzgar bile kıyamaz beyaza
çalmış saç tellerini savrulmaya. Biliyorum bu hasret mapuslugunda
günleri saysam da bu özlem her gün acılarımı
kanatsa da ben seni sevdim. Yüreğinin içinde büyüyen bir cocuk gibi
gözlerinde gülümsüyorum hayata. Ben seni gözlerimde biriktirdiğin
düşlerle sevdim. Seni sevmek böyle duru böyle yalın bir aşk.
Seninle her gece yıldızların sağnağında sana düşlerimi sundum. Bir an
hayat yokusunda yorulsam kenar köşelerde değil ben
senin yüreğinde " nefesini " soludum. Reyhan kokulu gecelere inat ben
senin kokunla yetindim. Rüzgarın keman çaldığı ve yıldızların
nağmelerle bestelere gebe oldugu vakitlerde hep seni düşledim. Sevgini
soframdaki ekmek gibi bereket bildim. Ben senin gülen yüzünü sürdüm
arsız yaralarıma. Uykusuz yüreğime ayazlar çivileri reva görseler ben
senin saclarınla daldım rüyalara. Seni düşündüm zamanın ötesinde.
İmkansızlıgı sevdim. Dualarıma kattım seni Elif miktarı tarzında. Hiç
doyasıya bakamadığım Gözlerindeki saflığını duruluğunu ve iki dudağın
arasında hayata hediye ettiğin nefesini sevdim.
Ve herşeyden ötede;
Seni Sevmek / Hiç
Bakıp Kaybolamadığım Gözlerinin İçinde ''Seni Yaşamak Demek''ti.
işte seni böylesine
ırak aşklarda sevdim.