Aşkım... hiç düşündün mü en çok ne üzer beni ne yaralar...? en çok ne yorar beni en çok neyde yüreğim kanar...?
hiç düşündün mü gözlerim dolduğunda niye ısırırım dudaklarımı? psikolojik olarak göz yaşlarımı durdurmak için mi yoksa kalbimin acısını bedenimdeki acıyla bastırmak için mi? seni merak ederek uyumadığım gecenin sabahında sen aradığında niye yorgun gelir sesim? uykusuzluktan mı yoksa seni merak ederken yüreğimin çok yorulduğundan mı?telefonda seni defalarca aradığım ve senin açmadığın zamanlarda neden sinirlerim ben?keyfimden mi yoksa sana bir şey mi oldu acaba korkusunun yan etkisi yüzünden mi?
gelip bir kez baksan gözlerime göreceksin gözlerimdeki yorgunluğu... belki "uyumadın mı gece" diyeceksin ya da "ağladın mı çok?". her ikisine de "evet" diyeceğim; ama ne zaman ki sana bakışımı göreceksin işte o zaman anlayacaksın gözlerimdeki yorgunluğun gerçek sebebini...sesim gelince kulağına "noldu" diyeceksin "üşüttün mü sesin bi garip".. "çok soğuk su içtim ondandır" diyeceğim gözlerime kaçırarak senden.gözlerine bakarak yalan söyleyemem ki ben... ama ne zaman ki acı bir şekilde iç çektiğimi fark edeceksin işte o zaman anlayacaksın sesimin titrekliğinin gerçek sebebini...bir türlü kaldıramadığımı sensizliği... sensizken bir türlü gülemediğimi..benim mutluluğumun senin sıcacık bi bakışında güzel bi sözünde gizlendiğini... yüreğimdeki soruların ve cevapların sende kilitlendiğini... gözlerime bakınca beni kollarına alınca anlayacaksın belki...
hiç düşündün mü bitanem?sensizken ne yapıyor bu kız? nasıl yaşıyor senin sıcacık "seni seviyorum" cümlen olmadan.. "takma buna bu kadar" demiştin... takmıyorum sevgilim..çünkü biliyorum cümleye dökemesen de içinde o sıcaklığın olduğunu... öyle olmasa çekmezdin ki triplerimi...sesim titreyince bir tuhaf olmazdı için... ya da sana çok kızınca uykulu o ses tonunla "özür dilerim aşkım" demezdin.. gecenin bi saatinde yorgun argın işten çıkınca aramazdın beni ya da mesaj çekmeye çalışmazdın... bak ben düşünüyorum... sen düşündün mü nasıl katlandığımı nasıl ayakta durmayı başardığımı...
hadi kapa gözlerini düşün.. bi film şeridi gibi geçsin gözünün önünden yaşadıklarımız... önce ilk sesini duyduğum anda ellerimin nasıl titrediğini hayal et "seni seviyorum" dediğinde o telefonu nasıl bir gülümsemeyle kapattığımı tahmin et.. sonra ilk buluşmamızdaki sarılışımız gelsin aklına ilk elimi tutuşunda titreyişimi hatırla ve ardından gelen bize getirdiğin acı günleri sıralara... ağlayarak kapattığım telefonlar... sana attığım cevapsız mesajlar... sözlerinden en canımı yakınlar... beyazdan griye griden siyaha geçişimiz...ve en sonunda tekrar beyaz olma isteğimiz... düşün bakalım... en çok ne önemli bu yaşananlar arasında... bence tekrar dönme isteğimiz beyaza... ben gözlerimi kapayabiliyorum olanlara... çünkü yüreğimde aşkın var hala..
düşün olur mu? beni bizi düşün...belki yanında yoktum dün ama mutlaka olacağım bir gün... en çok bunu düşün...mutluluğu düşün ki o güzel yüreğine uğramasın hüzün...
hiç düşündün mü gözlerim dolduğunda niye ısırırım dudaklarımı? psikolojik olarak göz yaşlarımı durdurmak için mi yoksa kalbimin acısını bedenimdeki acıyla bastırmak için mi? seni merak ederek uyumadığım gecenin sabahında sen aradığında niye yorgun gelir sesim? uykusuzluktan mı yoksa seni merak ederken yüreğimin çok yorulduğundan mı?telefonda seni defalarca aradığım ve senin açmadığın zamanlarda neden sinirlerim ben?keyfimden mi yoksa sana bir şey mi oldu acaba korkusunun yan etkisi yüzünden mi?
gelip bir kez baksan gözlerime göreceksin gözlerimdeki yorgunluğu... belki "uyumadın mı gece" diyeceksin ya da "ağladın mı çok?". her ikisine de "evet" diyeceğim; ama ne zaman ki sana bakışımı göreceksin işte o zaman anlayacaksın gözlerimdeki yorgunluğun gerçek sebebini...sesim gelince kulağına "noldu" diyeceksin "üşüttün mü sesin bi garip".. "çok soğuk su içtim ondandır" diyeceğim gözlerime kaçırarak senden.gözlerine bakarak yalan söyleyemem ki ben... ama ne zaman ki acı bir şekilde iç çektiğimi fark edeceksin işte o zaman anlayacaksın sesimin titrekliğinin gerçek sebebini...bir türlü kaldıramadığımı sensizliği... sensizken bir türlü gülemediğimi..benim mutluluğumun senin sıcacık bi bakışında güzel bi sözünde gizlendiğini... yüreğimdeki soruların ve cevapların sende kilitlendiğini... gözlerime bakınca beni kollarına alınca anlayacaksın belki...
hiç düşündün mü bitanem?sensizken ne yapıyor bu kız? nasıl yaşıyor senin sıcacık "seni seviyorum" cümlen olmadan.. "takma buna bu kadar" demiştin... takmıyorum sevgilim..çünkü biliyorum cümleye dökemesen de içinde o sıcaklığın olduğunu... öyle olmasa çekmezdin ki triplerimi...sesim titreyince bir tuhaf olmazdı için... ya da sana çok kızınca uykulu o ses tonunla "özür dilerim aşkım" demezdin.. gecenin bi saatinde yorgun argın işten çıkınca aramazdın beni ya da mesaj çekmeye çalışmazdın... bak ben düşünüyorum... sen düşündün mü nasıl katlandığımı nasıl ayakta durmayı başardığımı...
hadi kapa gözlerini düşün.. bi film şeridi gibi geçsin gözünün önünden yaşadıklarımız... önce ilk sesini duyduğum anda ellerimin nasıl titrediğini hayal et "seni seviyorum" dediğinde o telefonu nasıl bir gülümsemeyle kapattığımı tahmin et.. sonra ilk buluşmamızdaki sarılışımız gelsin aklına ilk elimi tutuşunda titreyişimi hatırla ve ardından gelen bize getirdiğin acı günleri sıralara... ağlayarak kapattığım telefonlar... sana attığım cevapsız mesajlar... sözlerinden en canımı yakınlar... beyazdan griye griden siyaha geçişimiz...ve en sonunda tekrar beyaz olma isteğimiz... düşün bakalım... en çok ne önemli bu yaşananlar arasında... bence tekrar dönme isteğimiz beyaza... ben gözlerimi kapayabiliyorum olanlara... çünkü yüreğimde aşkın var hala..
düşün olur mu? beni bizi düşün...belki yanında yoktum dün ama mutlaka olacağım bir gün... en çok bunu düşün...mutluluğu düşün ki o güzel yüreğine uğramasın hüzün...