Barbaros
Hayreddin Paşa'nın Meşhur Dua'sı
Barbaros Hayreddin Paşa'nın Meşhur Dua'sı
Meşhur olan dua iki çeşittir. Birincisi fiili dua. Mesela çift sürmek rahmet hazinesinin kapısını
çalmaktır. Sebeplere riayet edildiğinde ekseriyetle kabul olunur. Çünkü o
durum Allah'ın fıtri kanunlarına karşı Allah'ın razı olacağı bir
vaziyeti almak demektir. Mesela siz mevsiminde veya özel seranızda
toprağı suyu sıcaklığı ve ışığı ayarlayıp bir
çekirdek diktiniz. İşte bu durumda siz fiilen duanızı yapmış
oluyorsunuz. Ayrıca bu vaziyet bile kendi halinde "Ya Rabbi bu çekirdeği ağaç yap!"
demektedir. Sanki su hararet toprak ve ziya bir araya gelip çekirdek etrafında el kaldırıp
çekirdek için böyle bir dua etmiş gibidirler. İkincisi kavli duadır. Bu
da kalp ile veya dil ile yapılır. Elimizin yetişmediği şeyler Cenab-ı
Hak'tan istenir. Bunun da en mühim tarafı dua eden kimsenin; kalbinin
hatıralarını işiten her şeye eli yetişen her arzusunu yerine getiren acizliğine merhamet eden ihtiyaçları için imdadına koşan
Sonsuz Kudret Sahibi bir Zat'ın huzurunda olduğunu O'na dayandığını bilmesidir.
İnsan için bundan büyük teselli ve dayanak olamaz. Bir misal olarak
Barbaros Hayreddin Paşa'nın Preveze zaferi münasebetiyle yaptığı duayı
ve gördüğü rüyayı aktarmaya çalışalım:
"O gece
-İslamı düşmanlar üzerine kuvvetli kıl! İslama nusret ve yardım ihsan
eyle!- diye sabaha kadar tazarru ve niyaz eyledim. Seher vaktinde uyku ile uyanıklık arasında şunu
gördüm: Yaptığımız limanın yalı kenarında sanki karaya birçok ufak
serdin balığı çıkmış. Ancak o ufacık serdin balıklarının içinde iki tane karnı yarık balık
vardı. Bunları seyredip dururken bir şahıs bir al ata binmiş dolu dizgin yanıma geldi atın başını çekip durdu. Bir
peştemal dolusu ufacık balığı elime verip 'Al bunu Hayreddin! Halife-i
ruyi-ı zemin olan şevketli Sultan Süleyman'a ver' dedi. Sonra çıkarıp
elime bir rika vererek kayboldu. Ben de rikayı açıp baktım. Gördüm ki beyaz kağıt üzerine yeşil hat
ile fethi müjdeleyen şu ayet yazılmıştı: 'Nasrun min Allahi ve fethun
karib ve beşşir-il mü'minin'. Bunu okuyup yüzüme gözüme sürdüm: 'Sana
hamd ve şükürler olsun ya Rabbi!' diyerek uyandım rüyayı kendim tabir ettim:
-İnşallah o ufak balıklar düşman donanmasının
sandallarıdır. Erzak ve ganimetlerle islam askerlerinin tok doyum
olacağına işarettir. Karnı yarık balıklar ise düşmanların kadırgalarıdır. Gaib
bilinmez ama içinde olan düşmanlar firar
etmiş olmalı. 'Padişahımıza ver' dediği peştemal dolusu ufacık balık İnşallah yakında Bağdat'ın fetih
haberleri geleceğine işarettir. Çünkü şimdi padişahımız Boğdan üzerine
gitmiştir. İçinde nusret ayetleri yazılı olan rika ise İnşallah Allah'ın yardımı peygamberin mucizesi enbiyaların himmeti ile düşmana
mansur ve muzaffer olacağımıza işarettir- diyerek hamd ve senalar ettim.
Baktım ki nusret rüzgarı içerden dönmeye
başladı. O zaman 'Bismillah tevekkeltü alellah niyeti gaza' diyerek mübarek bir saattte solpa
eyleyip badbanları döküp pupa rüzgarla fecir vaktinde 80
pare gemi olmak üzere düşman donanmasının üzerine hücum ettim. Nihayet
düşman donanması mağlup olup İslam askerleri mansur ve
muzaffer oldu. Düşman gemilerinden sekiz paresi kuru tekne olmak
üzere onbeş tanesi alındı yedisi batırıldı. Düşman
kalitelerinde yedisi cenk ederek ikisi içindekilerini bırakıp
kaçmasıyla dokuz kalite alındı. Netice olarak düşmanların 120 pare
donanmalarından 36 adet tekne alındı. Kalanı firar edip gittiler.
Firkateler ve sandallar deryanın gözünden düşmanları
devşirdiler kimisi de boğulup gittiler. 2171
tane esir alındı."