Temel ile Dursun güzel bir bahar gününde köyün
yüksek bir tepesine çikmislar. Manzaranin keyfini çikarirken
birden Temel’in gözü içerisinde ineklerin otladigi köyün mezarligina ilismis. Dursun’a dönmüs ve:
-Ula Tursun! Sende pirgün öleceksun, sonra seni aha
su mezarluga gömeceguz. Orada topraga karisacaksun.
Sonra ot olarak yeniden büyüyeceksun. Sonra seni su inek yiyecek.
Sonra da seni sçacak.
Bende o pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki "Ula Tursun!!
Neydiiin ne oldin?"
Tabii Dursun önce ne diyecegini sasirmis. Sonra o da Temel’e
dönmüs:
- Ula Temel sende pirgün öleceksun. Seni aha su
mezarluga gömeceguz. Orada sende toprak olacaksun.
Sonra ot olarak püyüyeceksun. Sonra seni su inekler yiyecek. Sonra
seni sçacaklar.
Bende o pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki:
"Ula Temel! Sen hic degismeyeceksun!!
yüksek bir tepesine çikmislar. Manzaranin keyfini çikarirken
birden Temel’in gözü içerisinde ineklerin otladigi köyün mezarligina ilismis. Dursun’a dönmüs ve:
-Ula Tursun! Sende pirgün öleceksun, sonra seni aha
su mezarluga gömeceguz. Orada topraga karisacaksun.
Sonra ot olarak yeniden büyüyeceksun. Sonra seni su inek yiyecek.
Sonra da seni sçacak.
Bende o pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki "Ula Tursun!!
Neydiiin ne oldin?"
Tabii Dursun önce ne diyecegini sasirmis. Sonra o da Temel’e
dönmüs:
- Ula Temel sende pirgün öleceksun. Seni aha su
mezarluga gömeceguz. Orada sende toprak olacaksun.
Sonra ot olarak püyüyeceksun. Sonra seni su inekler yiyecek. Sonra
seni sçacaklar.
Bende o pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki:
"Ula Temel! Sen hic degismeyeceksun!!