Allah'ın (cc.) Selamı Rahmeti Bereketi Üzerinize olsun .
Haydi Arkadaşlar Tevbe İstiğfar Edelim, (istiğfar duası) Mevlamızın izniyle bu bölüme her girişimizde tevbe istiğfar edelim gün boyunca bilerek veya bilmeyerek yapmış oldugumuz hata ve kusurlarımıza kefaret olması dileğiyle..
Selam ve Dua İle...
Tevbe istiğfar duâlarının manası yaptığımız bütün günahlara pişmanlık duyduğumuzu ifade etmemiz bundan sonraki hayatımızda bir daha böyle günah ve kusurları işlemeyeceğimize Rabbimize söz vermemizdir.
Günah ve kusurlarına pişmanlık duyup üzüntü ve elem hisseden mü'min önce şu istiğfar duâsını huşû ile okur:
استغفر الله استغفر الله استغفر الله العظيم الكريم اللذي لا الاه الاهو الحي القيوم واتوب اِليْهِ توبة عبد طالم لنفسه لا يملك لنفسه موتا ولا حياة و لا نشوراوَاَسْاَلُهُ لتََّوْبَةَ وَلْمَغْفِرَةَ وَلْهِداَيَةَلَناَ اِنَّهُ هُوَ لتَّوّاَبٌ رَحِيمُ
"Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ innehû hüve't-tevvâbü'r-rahîm."
"Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden dilimden gözümden kulağımdan ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim pişman oldum. Küfür şirk isyan günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise cümlesine tevbe ettim pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse Bunların cümlesine inandım iman ettim hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim dilimle ikrar kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır."
"Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve Rusulihi ve'l-yevmi'l-âhiri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ ve'l-bâsü bade'l-mevt. Hakkun eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh."
Seyyidü'l-İstiğfar Duası:
Bu dua konusunda şöyle bir hadis nakledilir. Resulullah (s.a) buyurdu ki; "İstiğfar dualarının en değerli ve en üstünü şöyle demendir: "Allâhümme ente Rabbî Lâ İlâhe İllâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike me'steta'tü eûzü bike min şerri mâ sana'tü ebûü leke bi ni'metike aleyye ve ebûü bi zenbî feğfirlî fe innehû lâ yeğfiru'z- zünûbe illâ ente"
Anlamı:"Allah'ım! Sen benim Rabbımsın! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla senin akdin ve va'din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü senden başka hiçbir kimse günahları mağfiret edemez."
Hz. Muhammed (s.a.s) daha sonra şunları ekledi: "Kim bunları inanarak sabahleyin söyler de akşam olmadan ölürse o kişi Cennet ehlindendir. Yine kim bunları inanarak geceleyin söyler de sabaha ulaşamadan vefat ederse Cennet ehlindendir" .
Tevbe İstiğfar hakkında bazı Hadis-i Şerifler;
İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Ben büyük bir günah işledim buna tevbe imkanım var mı?" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Annen var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır yok" dedi. "Peki teyzen de mi yok?" dedi. Adam: "Hayır var" deyince Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Öyle ise ona iyilik yap!" diye emretti." Tirmizî Birr 6 (1905).
Yahya İbnu Ebî Râşidin İbnu Ömer'den naklettiğine göre İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Kim şefaat ederek Allah'ın haddlerinden birinin tatbik edilmesine mani olursa Aziz ve Celil olan Allah'a muhalefet etmiş olur. Kim bilerek bâtı1 bir dâvayı kazanmaya çalışırsa ondan vazgeçinceye kadar Allah kendisine buğzeder. Kim mü'mine onda olmayan bir kötülüğü nisbet ederse bundan tevbe edinceye kadar cehennemliklerin vücudlarından çıkan irinlerden hâsıl olan çirkefin içine iskan eder. Kim haksız bir dâvaya yardımcı olursa Allaah'ın gazabını kazanmış olarak döner." Ebü Dâvud Akdiye 14 (3597 3598).
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Âdemoğlu için iki vâdi dolusu mal olsaydı mutlaka bir üçüncüyü isterdi. Âdemoğlunun iç boşluğunu ancak toprak doldurur. Allah tevbe edenleri affeder." Buhârî Rikâk 10; Müslim Rikak 116 (1048); Tirmizî Zühd 27 (2338).
Hz. Ebü Bekri's-Sıddik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "İstiğfar eden kimse günde yetmiş kere de tevbesinden dönse günahta musır sayılmaz." Tirmizi Daavât 119 (3554); Ebü Dâvud Salât 361 (1514).
El-Eğarru'l-Müzeni (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki bazan kalbime gaflet çöker. Ancak ben Allah'a günde yüz sefer istiğfar eder (affımı dilerim)." Müslim Zikr 41 (2702); Ebü Dâvud Salât 361 (1515).
Haydi Arkadaşlar Tevbe İstiğfar Edelim, (istiğfar duası) Mevlamızın izniyle bu bölüme her girişimizde tevbe istiğfar edelim gün boyunca bilerek veya bilmeyerek yapmış oldugumuz hata ve kusurlarımıza kefaret olması dileğiyle..
Selam ve Dua İle...
Tevbe istiğfar duâlarının manası yaptığımız bütün günahlara pişmanlık duyduğumuzu ifade etmemiz bundan sonraki hayatımızda bir daha böyle günah ve kusurları işlemeyeceğimize Rabbimize söz vermemizdir.
Günah ve kusurlarına pişmanlık duyup üzüntü ve elem hisseden mü'min önce şu istiğfar duâsını huşû ile okur:
استغفر الله استغفر الله استغفر الله العظيم الكريم اللذي لا الاه الاهو الحي القيوم واتوب اِليْهِ توبة عبد طالم لنفسه لا يملك لنفسه موتا ولا حياة و لا نشوراوَاَسْاَلُهُ لتََّوْبَةَ وَلْمَغْفِرَةَ وَلْهِداَيَةَلَناَ اِنَّهُ هُوَ لتَّوّاَبٌ رَحِيمُ
"Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi tevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ innehû hüve't-tevvâbü'r-rahîm."
"Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden dilimden gözümden kulağımdan ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim pişman oldum. Küfür şirk isyan günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise cümlesine tevbe ettim pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse Bunların cümlesine inandım iman ettim hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim dilimle ikrar kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır."
"Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve Rusulihi ve'l-yevmi'l-âhiri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ ve'l-bâsü bade'l-mevt. Hakkun eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh."
Seyyidü'l-İstiğfar Duası:
Bu dua konusunda şöyle bir hadis nakledilir. Resulullah (s.a) buyurdu ki; "İstiğfar dualarının en değerli ve en üstünü şöyle demendir: "Allâhümme ente Rabbî Lâ İlâhe İllâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike me'steta'tü eûzü bike min şerri mâ sana'tü ebûü leke bi ni'metike aleyye ve ebûü bi zenbî feğfirlî fe innehû lâ yeğfiru'z- zünûbe illâ ente"
Anlamı:"Allah'ım! Sen benim Rabbımsın! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla senin akdin ve va'din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü senden başka hiçbir kimse günahları mağfiret edemez."
Hz. Muhammed (s.a.s) daha sonra şunları ekledi: "Kim bunları inanarak sabahleyin söyler de akşam olmadan ölürse o kişi Cennet ehlindendir. Yine kim bunları inanarak geceleyin söyler de sabaha ulaşamadan vefat ederse Cennet ehlindendir" .
Tevbe İstiğfar hakkında bazı Hadis-i Şerifler;
İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Ben büyük bir günah işledim buna tevbe imkanım var mı?" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Annen var mı?" diye sordu. Adam: "Hayır yok" dedi. "Peki teyzen de mi yok?" dedi. Adam: "Hayır var" deyince Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Öyle ise ona iyilik yap!" diye emretti." Tirmizî Birr 6 (1905).
Yahya İbnu Ebî Râşidin İbnu Ömer'den naklettiğine göre İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Kim şefaat ederek Allah'ın haddlerinden birinin tatbik edilmesine mani olursa Aziz ve Celil olan Allah'a muhalefet etmiş olur. Kim bilerek bâtı1 bir dâvayı kazanmaya çalışırsa ondan vazgeçinceye kadar Allah kendisine buğzeder. Kim mü'mine onda olmayan bir kötülüğü nisbet ederse bundan tevbe edinceye kadar cehennemliklerin vücudlarından çıkan irinlerden hâsıl olan çirkefin içine iskan eder. Kim haksız bir dâvaya yardımcı olursa Allaah'ın gazabını kazanmış olarak döner." Ebü Dâvud Akdiye 14 (3597 3598).
Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Âdemoğlu için iki vâdi dolusu mal olsaydı mutlaka bir üçüncüyü isterdi. Âdemoğlunun iç boşluğunu ancak toprak doldurur. Allah tevbe edenleri affeder." Buhârî Rikâk 10; Müslim Rikak 116 (1048); Tirmizî Zühd 27 (2338).
Hz. Ebü Bekri's-Sıddik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "İstiğfar eden kimse günde yetmiş kere de tevbesinden dönse günahta musır sayılmaz." Tirmizi Daavât 119 (3554); Ebü Dâvud Salât 361 (1514).
El-Eğarru'l-Müzeni (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki bazan kalbime gaflet çöker. Ancak ben Allah'a günde yüz sefer istiğfar eder (affımı dilerim)." Müslim Zikr 41 (2702); Ebü Dâvud Salât 361 (1515).